3 Mayıs 2008 Cumartesi

Başlangıç - Köyceğiz


30 Nisan akşamı Kamil Koç'un Fethiye otobüsüne bindim. Köyceğiz'de indiğimde saat daha 7 olmamıştı. Bisiklet tepesinde dolaşma kararını biraz da gözümü karartıp verdiğim için Köyceğiz'de bisiklet ve çantalarını sekiz parça olarak elimde bulunca yarım saatten fazla bisikleti toplamak için uğraştım. Bisikletten fazla anlamam, sonum hayır mı olacak bilemem.

Bu arada Köyceğiz terminalinin bir tostunu yemeli fantazisi fena halde elimde patladı. Siparişi verdikten beş dakika sonra adamın yanına gittiğimde benim saka yaptığımı zannetmiş ve tostu yapmamış. Ciddi olduğumu tebarüz ettikten sonra domatessiz bir tost yapmaya ikna oldu arkadaş. Amcam domates lafını duyunca bit tabii doldurmuş domatesi. Bir ısırık aldım. Hatta, "Ulan tabuları yıkmalı," diyerek, domatesin ucundan da gelecek şekilde ikinci ısırığı aldım. Ne var ki bünyem domatesi kaldırmadı ve tost da ortalıkta besleyecek köpek olmadığı için çöpe gitti.

Velhasıl sonuçta bisiklete binerek göl kıyısına doğru yola çıktım. Bisiklet çok ağır. Bir de tabi kötü yerleştirdiğim için aksak bir perküsyon ritmiyle pedal çeviriyorum. Daha sonra müziği durdurma çabalarım sadece ritmin değişmesine neden oldu. Kap kacak setimin içindeki tutacak, çatal falan her engebede solo çekiyor. Sonuçta bir kilometre sonra göl kıyısına ulaştım. Şahane bir manzara var. Ben daha önce de buraya gelmiştim ama gölü bu kadar durgun görmemiştim. O güzel manzaranın altında güzel bir kahvaltı eder etmez bıraktığım sigarayı tekrar bulmak üzere bir büfeye koştum. Sigarama kavuşur kavuşmaz ilkel benliğim mantar yemişcesine husu içinde tüm fiziksel varlığımı bastırarak o sessizliğe teslim oldu.

Kendime geldiğimde garson arkadaş ile muhabbet yapmakta olduğumu farkettim. Bir hayli aksanlı olan arkadaş arada "Şayze," yerine "Şit," deyince kraliçe ile bağlantılı bir coğrafyada bu aksanı kaptığı belli oldu. Ona göre imkanı olan Avusturalya'da yaşamalıymış. Dünya'nın en güzel yeri olduğunu iddia ediyordu. her ne kadar fazla gezmediğini düşünsem de besbelli bir ikinci vatan hasreti ile yanıp tutuşmakta.

99 Depremi sonucunda kendisine bir sallantı fobisi musallat olan sevgili berberim Emin Abi Köyceğiz'e yerleşmişti. Hatta bir rivayete göre Köyceğiz'de aslında ne kadar teknoloji aşığı olduğunun farkına varıp berberliği bırakarak bir Internet cafe açmış. Ben de aksanlı garsonuma "Emin Abi adında bir Internet cafeci var mı?" diye sorunca, arkadaş hemen oralarda takılmakta olan konuya hakim bir kopil bularak bana takdim etti. Kopil diyorum tanımadığım çoçuğa ama sanki beat olsa da break yapsam diyen bir tipti, o yüzden öyle diyorum, niyetim kötü değil. O çocuk Emin Abi'yi tanımıyormuş. Sonuçta bir iki yere bakıp ben de Emin Abi'yi aramaktan vazgeçtim.

Gölün kıyısında çarşıya bir km kadar uzakta, belediyenin işlettiği bir kampinge rotayı kırdım. İçeride binbir türlü kanatlı mahlukat vardı. Önce bir baba hindi beni kontrole geldi. Kıllanarak kovalamaya başladı. Köpekten korkmam ama hindiden korktum Allah için ve kaçtım. İşim kötüsü çadırı kurduğum yerin yanına gelip takılmaya başladı. Toplamda üç kez falan kovaladı beni. Bir süre sonra da dışarı çıkarken yanından geçtiğim kazlar kıllandı. Kazların saldırgan oldukları söylenir hep. Yaklaştıkça bağırıyorlar, uzaklaştıkça sessizleşiyorlar. Bilgisayar oyunu gibiler. Ne tür bir paradigmadır o gagaların ardındaki merak içinde kaldım. Bir de tabi yeşil başlı gövel ördekler vardı. Fasülyeden takılıyorlardı.

Öğleden sonra biraz gezdim ve göldeki dalgalara baktım mel mel. Ertesi gün Dalyan'a gideceğim için rota belirledim. Ya normal araba yolundan, gölün solundan ineceğim (29 km.), ya da gölün sağından - yine bir araba yolu - mezarların ve Kaunos'un oralardan Dalyan'ın karşı kıyısına gidip kayıkla Dalyan'a geçeceğim. Ben tabi az gidilmiş yolu tercih ettim. Bok vardı.

Gidilen toplam yol: 13 km.
Adrenalin: yok

1 yorum:

Unknown dedi ki...

guzel resimler, guzel yerler.. Benim icin de gez kuzen. bizim buralarda gunun genelde tek haylayti arada yuzunu gosteren gunes. ama gunese bile kil olabiliyor insan.
herneyse bu yaz gidecek, gezecek yerler lazim. Senin objektifinden gordugumuz kadariyla dalyan, koycegiz bolgesi oldukca guzel. gidilesi, gorulesi. Sevgiler,
dyg